29.01.2018 Pazartesi günü saat 08.45 te meclis toplantı salonunda Genel Sekreterimiz Ziya ESER, birim müdürleri, tüm memur ve işçi personel ile bir araya geldi.
Genel sekreterimiz Ziya ESER: "Değerli mesai arkadaşlarım, herkese hayırlı günler diliyorum öncelikle. Biliyorsunuz zaman zaman sizleri hep toplantıyla bir araya getirdik. Bayramlaşmalar, değerlendirmeler yaptık. Çalışmalarınızı takdir ettik, yeni yol haritaları belirledik, neler yapabiliriz dedik. Bugün bir defa daha toplandık. Bu defa çalışmalarımızın kendi adıma sona geldiği bir toplantı. Benim görev hayatımda en son çalıştığım kurum bu kurum oldu. Şöyle bir geçmişe baktığım zaman hep yöneticiliklerle geçti meslek hayatım. Biliyorsunuz ben öğretmen kökenliyim. Milli Eğitimin bütün kademelerinde görev yapmak nasip oldu. İlk önce doğal olarak okullarda başladı görev hayatım. Öğretmenlik yaptım. Daha sonra müdür yardımcılığı, müdür başyardımcılığı yaptım. 15 sene okul müdürlüğü yaptım. Daha sonra Milli Eğitim Müdürlüklerinde sırasıyla Milli Eğitim Müdür Yardımcılığı, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, İl Milli Eğitim Müdürlüğü görevlerim oldu. Bir süre Milli Eğitim Bakanlığı Bakanlık Müşavirliğinde bulundum.
Nihayet memleketimiz olan Kırklareli’nde, Kırklarelimizin 6550 km alanına hizmet veren, yerelde bu hizmetleri yürütürken genel yönetimde de Bakanlıklara bağlı müdürlüklerin işlemleriyle yakından ilgilenen, onlara hizmet vermeye gayret eden Kırklareli İl Özel İdaresine geldim. 18 Ekim 2012 yılında kurumdaki Genel Sekreterlik görevime başladım. 5 yılı aşkın bir süredir bu görevi arkadaşlarımla ve sizlerle birlikte yürütüyorum.
Değerli arkadaşlarım bugün şöyle geriye dönüp baktığımızda çok ta mütevazi olmaya gerek olmadan, güzel hizmetler ifa ettiğimizi, güzel çalışmalar gerçekleştirdiğimizi, arkamızda iz bırakacak hizmetler yaptığımızı görmekteyiz. Az önce ifade ettiğim gibi Özel İdare geniş bir kurum. 13 tane birim müdürlüğümüz var. Yerel hizmetler dışında, diğer kurumlara da verdiğimiz hizmetler var. İlde kimseye ait olmayan bir iş çıktığı zaman hemen özel idareye müracaat edilen bir kurumdur özel idare. Şöyle bir hatırlayalım; Vilayetin karşısındaki, Alpullu Şeker Fabrikasının atıl, terkedilmiş, şehrin göbeğinde metruk vaziyetteki depolar. Büyük uğraşlar neticesinde bugün orası bildiğiniz gibi cazibe merkezi haline getirildi. Hamdolsun. Bowling salonuyla, restoranıyla, sosyal alanları olan kafeleriyle ve önemli sayabileceğimiz Vilayetin önemli bir ihtiyacını gören toplantı mekanı ile bir cazibe merkezi haline getirilmiştir. Değerli arkadaşlar şu meclis salonu, daha önceki çalışan arkadaşlarımız biliyor. Ana binada küçücük bir çalışma mekanı, ortadaki direkleriyle birlikte Kırklareli l Genel Meclis salonu görevini yürütmekteydi. Depo olarak kullanılan bu yeri arkadaşlarla beraber Meclis Salonu haline getirmek nasip oldu. Yine İlimizin tarihi dokularına dokunduk. Prof.Dr. Gültaç ÖZBAY hanımefendinin şartlı bağış olarak verdiği mekanı aslına uygun olarak restore ettirdik. Bunlar hep bizim görev alanlarımıza artı olarak ilave ettiğimiz işlerimizdi. Oradan devam ettiğimiz zaman arkadaşlar 1930 yılında İlimizi ziyaret eden Mustafa Kemal Atatürk’ün konuşma yaptığı ve tarihe geçen bu eski türk ocağı binasını, atıl bir vaziyette yıkılmayla karşı karşıya geldiği bir dönemde, titizlik ve büyük bir uğraş neticesinde aslına uygun olarak restore ettirdik. Ve bu binayı Kırklareli’nin el sanatlarından olan sepetçiliğinden, çömlekçiğinden, peynirciliğine varıncaya kadar eski geleneklerimizden olan çeşme başında gelin damat adaylarının konuşmasını sergilemeye varıncaya kadar, en son katında da Mustafa Kemal Atatürk ‘ün ayakta canlıymış gibi gösterilen heykelinin yer aldığı bir hizmet ve kültür mekanı haline getirdik. Hemen üzerinde Vali Faik Üstün İlkokulu restore edilerek butik hotel haline getirildi. Onun bitişiğindeki eski defterdar evi namıyla bilinen binanın aslına uygun restorasyonu tamamlandı. İlimizde şuanda hizmete girebilecek bir konuk evi haline getirilmiştir. Ve nihayet Tevfik Fikret İlkokulunun hemen karşısındaki yerle bir olmuş tarihi bir eseri, şuanda Anıtlar Yüksek Kurulunda projesi kabul edilmek üzere çalışmaları sürdürülen ve aslı tespit edilen müzik eğitim merkezi İstanbul’daki Esma Sultan yalısının örnek alındığı şekliyle resterasyonu yapılacak. Bunlar İlimizin katma değerleridir. Bunlar 5 yıl içerisinde gerçekleşmiştir. Turizm ayağında Demirköyümüze bağlı Dubnisa Mağarasının ne halde olduğunu eskiden gidenler biliyor. Mağara yolundan giriş kapısına gidinceye kadar belki yaşlıların belki engellilerin çok sıkıntı yaşadığı, normal insanın zor gittiği alan, yukardan inişleri de dahil olmak üzere bir proje gerçekleştiriyoruz. Şuanda ikinci etabını arkadaşlarımız çalışıyor, daha da devam edecek. Tabi Özel İdaremizin yerel bir hizmet alanı olan bu kurumumuzun rutin işleri yol ve ulaşımından, su ve kanalizasyonuna, imar işlerinden, ruhsatına ve bir başkasına varıncaya kadar devam ediyor. Kar kış demeden, sıcak soğuk demeden, siz değerli mesai arkadaşlarımızla birlikte hep işlere devam ettik. Birlikte olduk, beraber olduk. Sözlerimin başında ifade ettiğim gibi hiç şüphesiz her başlangıcın bir sonu olacaktır. Dolayısıyla bu kurumdaki görevimi önce bugün itibariyle yıllık izinlerimi kullanarak emekliye ayrılmak suretiyle inşallah tamamlamış olacağım. Benim işim hiç bitmedi. Benim masamda evrak hiç azalmadı. Ben hep çalıştım. 40 yılı geçtim. Şimdi inşallah noktalıyorum. Sizlere şunu söylemeliyim benim şu not kâğıdımın altına yazdığım bir ifade var. Oda şu, “insanlar iyi şeylere layıktır”. Bu benim prensibimdir. Yapabildiğim kadar. Benim kapım hep açık oldu. Bakın size bir anektot anlatayım. Ben buradaki görevime 2012 yılında başladığım zaman tabi doğal olarak hayırlısı olsun ziyaretleri yapılıyor. Hizmet alanımızın temel direkleri olan Muhtarlarımız geliyor. Bir gün 8-10 tane muhtar birden geldi. Toplu aldım onları. Oturduk. Bazı talepleri var muhtarlarımızın, not alıyorum. Ve orada söylediğim bir söz var. Dedim ki Arkadaşlar ben bu göreve yeni başladım. Ben dileklerinizi taleplerinizi not alıyorum ama aman ha yarına olacak diye zannetmeyin. Daha kurumu tanımam lazım. Arkadaşlarımla görüşmem lazım. Bakacağız, değerlendireceğiz, olabilenleri yapmaya gayret edeceğiz. Bir muhtarım söz aldı. Dedi ki Genel Sekreterim hiç birini yapmayın hiç önemli değil. Biz bu odaya giremiyorduk. Biz bu odaya girdik ya bu bize yeter. Bak beraber çay içiyoruz. Buna hasret kalınan bir durum vardı. Benim odam herkese açık oldu. Yoldan geçen geçiyordum uğradım dedi. Başka bir kurumda işi olan geldi talepte bulundu. Başka bir İlde bir işi olan geldi derdini anlattı. Bunu şükrederek söylüyorum. Masamdan ne evrak eksildi ne de karşımdaki misafirim azaldı. Elimden geliyorsa yardımcı oldum. Gelmiyorsa tebessüm ettim. İyi niyet gösterdim. Devletin eskiden baskıcı bir yüzü gösteriliyordu. Onu kaldırmaya çalıştım. Yönetici arkadaşlarımdan şunu rica ettim. Arkadaşlar haklı haksız, doğru yanlış sizlerden de benden de birçok talepler olacak. Ama eğer olamayacak bir şey isteniyorsa güzelce izah edilmeli. Kurumumuza bir ümitle gelen vatandaş işi olmuyorsa da teşekkür ederek gitmeli. Demeye çalıştım. Yapmaya çalıştık. Bir şeye çok dikkat ettim. Ben devletimin ayağına bastırmadım. 15 Temmuzda basamayan hainler biliyorsunuz o zaman da biz kurumsal olarak hepinizle, o gün görevde olan herkesle, emekli olan arkadaşlarım kardeşlerim dahil, canla başla geceyle, gündüzle ihanete kalkışanların karşısına dikildik. Büyük gayretler ettik. Özel idarenin hakkı yenmez. Aracıyla, kamyonuyla, dozeriyle, kepçesiyle nesi varsa. Ondan sonraki gece toplantılarında özel idarenin hizmetleri farklı oldu. Bunu herkes biliyor. Sonra dedik ki biz bu 15 Temmuzu unutmayacağız ve unutturmayacağız. Bu Türkiye’nin sloganı oldu. Biz de bu slogana sahip çıktık. Geçen yıl İlimizde Rektörlük binasında bir gün tertip ettik. Unutmayacağız ve unutturmayacağız sloganıyla şehitlerimizi anma yad edme günü tertip ettik. İnşallah benden sonra da buna devam edilir. Bu bir bayrak yarışıdır. Ben aldığım bayrağı şerefimle, namusumla taşıdığıma inanıyorum. Evet, Devletimin güler yüzünü göstereceğiz. Evet, gelen insanımızı kırıp dökmeyeceğiz. Elinden tutabiliyorsak tutacağız, hizmetse yapmaya çalışacağız, eksikse tamamlamaya çalışacağız. Ama devlet hiyerarşisi, devlet yapısı, devlet kimliğini yok sayarak, aynı o hainlere benzetmek istemiyorum ama haince eğer bir takım oyunlara girişilirse hiç önemli değil sonucunun ne olacağı ona müsaade edilmemeli. Ben etmedim. Onun için bugün size diyorum ki hamd olsun ben bugün karşınızda vicdan muhasebesi yaptığım zaman yüzümün ak olduğuna inanıyorum. Alnımın açık olduğuna inanıyorum. Başımın dik olduğuna inanıyorum. Ama bir sandıktaki çürük elmalar gibi yarın öbür gün sokakta karşılaştığımız zaman başını öne eğecek insanlar da ne yazık ki var. Bunu hepimiz biliyoruz. Allah ta biliyor. Çoğunu siz de biliyorsunuz. Şimdi son slagonumu söyleyip sözlerimi tamamlıyorum. O sözümde şudur. “Herkes kendine yakışanı yapsın”. Ben kendime yakışanı yaptığıma inanıyorum. Evet bugün itibariyle dediğim gibi yıllık izinlerimi başlattım. Allah nasip ederse altını çizerek söylüyorum kendi irademle, kendi ailevi kararımla emekli olacağım. Bu da çok doğal. Her memuriyet hayatında olduğu gibi benim memuriyet hayatımda da gayet doğal verdiğim bir karardır. Ve Allah herkese zamanı geldiğinde, kendi iradesiyle emekli olabilmeyi, sağlıkla, huzurla o günleri görebilmeyi nasip etsin. Benimde inşallah hakkımda hayırlı olsun. Değerli arkadaşlar bu çalıştığımız 5 yılı aşan süre içerisinde emekli olan, ayrılan arkadaşlarımız oldu, başka kurumlara gidenler oldu. Sonradan aramıza katılan kardeşlerimiz oldu. Birlikte çalıştığımız, çok önceden tanıştığımız, hatta Milli Eğitimdeyken de çalıştığımız arkadaşlarımız var. Ben hepinize varsa eğer hakkımı helal ediyorum. Sizler de hakkınız helal edin” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Ardından İstanbul Yol İş Sendikası 2 No’lu Şube Başkanı Güvenç AYGÜN söz alarak duygu ve düşüncelerini paylaştı. Güvenç AYGÜN: “Tüm işçi arkadaşlarım adına yaptığınız hizmetlerden dolayı teşekkür ediyorum. Bundan sonraki hayatınızda sağlık, sıhhat, huzur ve mutluluklar diliyorum” dedi.
Genel Sekreter Yardımcımız Erol AKYÜZ: “Sayın Genel Sekreterim, saygıdeğer sendika başkanım, değerli yönetici arkadaşlarım, çok kıymetli İl Özel İdaresi personeli, sözlerime başlamadan önce hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Bugün burada çok anlamlı çok özel ve duygu yüklü bir anı hep birlikte yaşamaktayız. Genel Sekreterimiz Ziya Bey emekli olma iradesini beyan etti. Ben kendisini kutlar, bu kararının hayırlı olmasını dilerim. Beş yılı aşkın bir süre hep birlikte hoşgörü, karşılıklı güven ve uyum içerisinde görev yaptık. Bu süre zarfında kurum olarak halkımıza, paydaşlarımıza önemli hizmetler verdiğine inanıyorum. Memuriyetin tecellisinde ve kaderinde sıkça yaşanılan hususlardan birisi de emekliliktir. Hepimiz günün birinde emekli olacağımızı bilerek göreve başladık. Baki kalan bu kubbede hoş bir sedaymış. Ortak dileğimiz, görev yaptığımız yerlerde hoş bir seda bırakarak gidebilmek, geriye döndüğümüzde de yine dostlarımızla yüz akıyla görüşebilmektir. Değerli arkadaşımız da burada görev süresini tamamladılar Görev yaptığımız yerler elbette bizim olmuyor. Ama anılarımız ve dostlarımız bizim oluyor. Ziya Bey eminim güzel anılarla buradan ayrılıyor. İnanıyorum ki gönüllerimizde de yer bırakıyordur. Bu tür ayrılıklarda mutlaka hüzün var ama hayatın bir gerçeği bu. Bizler de günün birinde gideceğiz, bizim yerimize de başkaları gelecek, döngü böyle devam edip gidecek. Ben bu duygu ve düşüncelerle; İl Özel İdaresinde dirayetli yönetimiyle başarılı hizmetler veren Ziya ESER’e teşekkürlerimi sunar, bundan sonraki yaşamında ailesi ve tüm sevdikleriyle birlikte mutlu olmasını temenni eder, sağlıklar ve esenlikler dilerim” dedi.
Genel Sekreter Yardımcımız Bilal KUŞOĞLU: ”Günaydın arkadaşlar, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Belki burada en zor konuşmayı yapacak olan benim. Beş buçuk yıldan beri beraber omuz omuza verdik. Gün geldi karşı karşıya geldik. Ama sonunda doğruyu bulduk. Ben Genel Sekreterim değil hocam diye hitap edeceğim her zamanki gibi. Ben 38 yıl önce tanıdım hocamı. Köyden çıktım bu şehre geldim. Benim hayatımda aldığım kararlarda etkili oldu kendisi. O yüzden verdiği karara saygı duyuyorum. Ben olsam böylemi yaparmıydım bilemiyorum. Bundan sonraki hayatında yine böyle dik, dirayetli olacağına inanıyorum. Ve sonunda karşılaşmış olduğu tüm zorlukları sakin, iradeli kararlarıyla aştı. Bundan sonrada böyle olacağına inanıyorum. Hayatında eşiyle, dostuyla, ailesiyle sağlıklı uzun ömürler diliyorum. Allah'a emanet olun.” Diyerek sözlerini tamamladı.
Daha sonra Genel Sekreter Yardımcılarımız Erol AKYÜZ ve Bilal KUŞOĞLU tarafından plaket takdim edildi. Hizmet birimleri bahçesinde uzun kuyruklar oluşturan çalışanlarımız Genel Sekreterimizle tek tek tokalaşarak vedalaştı.